Zorlu bir dönemden geçiyoruz!
Dünya yeni bir düzen ve yeni bir iş ortamı içinde. Türkiye bu yeni düzende var olma gayreti içinde ayrıca son derece zorlu bir dönemden de geçiyor.
Artık bitsin dediğimiz bir yılı daha yeni geride bıraktık. Dönem itibari ile kurumlarınızın çoğu kendi yapılanmalarına, iş yapış şekillerine zorluklarla başa çıkabilme ve ayakta kalabilme adına tekrar tekrar bakıyor olabilir.
Bu değerlendirmeler içinde kuşkusuz eğitim ve gelişim bölümlerinin de gündemini her zamankinden daha fazla verimlilik, etkiyi ölçümleme, daha az maliyetle sonuç üretme, kaynakları etkili kullanma, iş yapış şekillerine bakma gibi konular kapsıyor olabilir. Bunları gözden geçirirken; gelişimin sürekliği ve tesiri adına dünya nelere odaklanıyor, araştırmalar ve göstergeler ne söylüyor diye bir perspektif sunmak isterim.
Deloitte’un araştırmasına göre; alışılagelmiş, bildiğimiz performans ölçümleri çalışanların gerçek değerlerini göstermekte yetersiz kalıyor. Dünyadaki organizasyonların %70’i performans yönetim sistemlerini gözden geçiriyorlar.
Performansa dair konulan yaklaşımlar yılda 1-2 kere ile sınırlı olmayacak şekilde anlık ve zamansız olmasının ortamları ve alt yapısı içinde olunmaya gayret ediliyor.
Dünyadaki online içerik sunanlar (Udemy, Coursera, Khan Academy vb.) artık maliyeti daha düşük, agile alternatifler sunuyorlar. Kurumların bir kısmı da video tabanlı öğrenmede üretimi kolay, amatör ve maliyeti düşük, iç kaynakların üretimde kullanıldığı seçeneklere yöneliyorlar.
Kurumların çoğu, “kariyer yolu”nu stratejik görüyor ve kendi insan kaynağını kurum içinde tutmak üzere mobiliteye, rotasyona, birbirinden öğrenmeye, koçluk ve mentorluğa alan açıyor ve yatırım yapıyorlar.
Kurumlar, büyük veriyi anlamlı hale getirmek için İK Analitiğine yatırım yaparak, İK ile ilgili temel soruların yanıtları ve bunların birbirleri ile olan bağlantılarını inceliyor. Birbirleri arasında anlamlı bir bütünlük olup olmadığına bakılıyor.
En iyi performans gösteren satıcıları farklı kılan yönleri nedir?
Hangi gelişim programı en yüksek yatırım dönüşümünü sağlıyor? Niye bazı bölümlerde işten ayrılma daha yüksek? vb… Bu ve benzeri verilerin toplanıyor, ilişkilendiriliyor olması, kurumların geleceklerini daha iyi yönetmelerini sağlıyor.
Kurumlarına bağlı olan çalışanların, bağlılığı düşük olanlara göre daha mutlu, sağlıklı ve verimli çalıştıkları görülüyor. Kurumlarda lider duruşu besleyen yaklaşımlara alan açılıyor ise çalışan bağlılığı artıyor.
Yöneticiler yönetiyor ama liderler bağlılığı artırıyor. Bu sebeple bütçelerimizi yönetirken yatırım yapılan kademelere bakmak daha da önemli hale geliyor.
Oyunlar, oyunlaştırma, yatırım maliyeti ve üretim süresi zorlayıcı olsa da deneysel öğrenmeyi tetikleyen yaklaşımı, öğrenme materyallerini kuvvetlendiren, takım çalışmasını ve öğrenme ortamına olan bağlılığı arttıran bir yaklaşım olarak karşımıza çıkmaya devam ediyor.
Massive Open Online Courses’dan (MOOC) sonra şimdilerde Small Private Online Course (SPOC) gündemde. SPOC’ da videolara geleneksel yüz yüze sınıf içi ortamlar eşlik ediyor.
Beynin kısa bilgiyi kolaylıkla alma ve saklama kapasitesinden yola çıkarak oluşturulan Micro Learning – Mikro Öğrenme son zamanlarda çok kullanılıyor.
Bu yıl TEGEP olarak her zamankinden daha fazla paylaşmaya, birlikte üretmeye, katkı sağlamaya, başarıları parlatmaya, doğru soruları sormaya, doğru metotları kullanmaya ihtiyacımız var diye düşünüyoruz. Dernek olarak buna vesile olacak birkaç haberi, etkinliği de hemen sizlerle paylaşmak isterim. ATD’nin Telling Ain’t Training kitabının çevirisi tamamlandı, 2017 Mayıs ayında yayınlandı.


